Yaş aldıkça yüzümüzde bazı değişiklikler olur… Bu değişiklikler farklı derinlikteki katmanlarda farklı süreçleri takip eder. Güneş Dünyamıza hayat veren ışınlarıyla yıllar boyunca en yüzeydeki katman olan cildimizde hasara sebep olur. Cilt altında bağ doku unsurları ilerleyen yaşla birlikte incelir ve mimik kaslarının aktivitesi ile oluşan kırışıklıklar da yaşlanma görünümüne katkıda bulunur. Cilt altı dokunun derininde 2 katman şeklinde yüzümüze şeklini kazandıran yağ yastıklarımız vardır. Yağ yastıkları da yıllar içinde hacim kaybeder ve yerçekimi doğrultusunda sarkarlar. Yüzümüzdeki göz altı veya ağız-çene etrafındaki kıvrımlar, yumuşak dokuyu derindeki kemiğe asan bağlar ile oluşmuştur. Bu bağların yeri görece sabit olduğu için sarkmalar bu kıvrımları belirginleştirir ve yaşlanma görünümüne katkıda bulunur. En derindeki kemik çatıda ise yıllar içinde yer yer erimeler ile şekil değişiklikleri olur.
“Dolgu enjeksiyonları ile ameliyatsız olarak yüzdeki hacim kayıplarını dengelemek, asimetrileri düzeltmek, sarkmaları bir miktar kaldırmak, istenilen bölgeleri belirginleştirmek veya kırışıklıkları azaltmak mümkündür.”
Bu yazıda güzelliğinize güzellik katabilecek yüze dolgu uygulamaları ile bilinmesi gerekenleri anlatmaya ve doğru bilinen yanlışları düzeltmeye çalışacağım…